7 Şubat 2010 Pazar

Kizima.....

Sevgili kızım,




Dilerim senin de anne olduğun günleri görebilirim. Ve belki ben de kendi annem gibi, torunum büyürken yetişkinliğimi temize çekebilirim...





 Emin ol, tek başına büyümüyorsun. Hinden tuttun, anneni de büyütüyorsun.





Soruların, çevrene ve olup bitenlere tepkilerin, bazen gözümün ta içine bakarak kabul ettirdiğin kararlar şaşırtıyor beni.





Ben hiçbir masalın sonunu merak etmemiştim mesela.





Ama sen merak ediyorsun.





Seninle bir bebek gibi konuşulmasından hoşlanmıyorsun.





"Sibi sibiyorum anne" dediğin ilk günden beri,



bunun ne kadar gerçek bir cümle olduğunu her söyleyişinde müthiş bir mutlulukla hissettiriyorsun.





Bazen keşke hep böyle kalsan diyorum.





Geceleri boynuma sarılan ellerini okşarken, bana böylesine bağlı bu küçük mucizenin bir gün verdiğim kararlar ya da dünyaya düşürdüğüm gölge yüzünden beni eleştireceğini bilmek ürkütücü geliyor.





Benden bağımsız, yetişkin bir kadın olduğun günü görmeyi, bunu yaşamayı delicesine istiyorum ve ama korkuyorum da, elleri ellerimin içinde kaybolan minik prensesim bir gün benden kopabilir...





Belki gün gelecek, hiç uzlaşamayacağız seninle.





Ya da ben olamayacağım yanında.





O zaman ne olur bu yazıyı çıkar ve oku.





Seni ne kadar, ne kadar çok sevdiğimi  hatirla..

Senin zamanından çalmanın yüreğime verdiği ağırlığı anlatmam öyle zor ki...






Ama bilmeni istediğim bir şey var küçüğüm...







Bir yaşını yeni bitirmiştin. Çok gergin geçmiş bir günün gecesinde seni uyutmak için çabalıyor ama başaramıyordum. Sürekli ağlıyordun. Karşılıklı mücadele veriyorduk. Sonra ben de ağlamaya başladım. Birden o kocaman erik gözlerini açıp bana bakmış, yumuk ellerinle gözümdeki yaşı silmiştin. Sonra birbirimize sarıldık sıkı sıkı... Hiç sesin çıkmıyordu. Bir süre sonra fark ettim ki uyumuşsun...





Ben sakinsem sen de sakinleşiyordun.





Ben mutluysam sen iki kati mutlu oluyordun.





Anladım ki ben neysem o, sensin!





Anneler bazen zor kararlar vermek zorunda kalır. Sen de göreceksin, ne yazık ki hayat onlan hep dik yokuşlara sürer. Ama yokuşun sonunda yeşil bir ormana ulaşacağına, o ormanın orada olduğuna inandıysa eğer, umursamaz yorgunluğunu...





Sen de anne olduğunda unutma bunu.





Ancak sen mutlu olursan mutlu edebilirsin çocuğunu.





O yüzden cesur ol kızım!





Sakın korkma hayattan.





Sen daha doğmadan bir mektup yazmıştım sana. Anımsayacaksın, diyordum ki o mektupta:





"Hayat iki seçenek sunuyor sana. Ya payına düşen kederi parlatacaksın ya da ömrünle iyi geçinmeye bakacaksın. Sen ikincisini tercih edersin umarım."


Güzel bebeğim...






Kendinden başkalarının da; hayvanların ve bitkilerin de yaşadığını unutma hiç. Bütün çiçek adlarını ezberle. Düşmanlarının adını ezberlemekten çok daha lezzetli ve anlamlıdır...





Ve bil ki hayat bir kere, kısa, senin ve her şeye rağmen güzel!







İclal Aydın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder